top of page

AKILLI ŞEHİRLERİN TASARIM SÜRECİ VE DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ

  • Yazarın fotoğrafı: nihan hidişoğlu
    nihan hidişoğlu
  • 2 Kas 2022
  • 11 dakikada okunur

Nihan Sena HİDİŞOĞLU1, Nurten Ayten UYANIK2

1Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İleri Teknolojiler ABD, Isparta/ Türkiye

2Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu,

Mülkiyet koruma ve Güvenlik Bölümü, Isparta / Türkiye


Öz: Teknolojinin insan yaşamına girişinden itibaren her alanda hızlı bir değişim ve gelişim söz konusu olmuştur. Tüm bu hareket ve devinim ise içerisinde bulunulan şehirlerde gerçekleşmektedir. İnsanlığın büyüme, gelişme ve yeni kazanımlar edinme çabalarına ev sahipliği yapan mega kentlerin bile, tüm bu aktiviteleri karşılayacak ve taşıyacak kapasitede olması için kendini geliştirmesi gerekmektedir. Bu ihtiyaç doğrultusunda ortaya çıkan akıllı şehir kavramı, tüm dünya ile birlikte eş zamanlı olarak hayatımıza girmiştir. Bir şehrin ‘akıllı’ olarak nitelendirilebilmesi için birçok sistem ihtiyacının karşılanması gereklidir. Yapılaşma, çevre, yönetim, insan ve ağ bağlantılarının tümünü optimum bir çözümle ortak paydada buluşturması beklenen akıllı şehir kavramı, küresel bazda yeni bir terim olması nedeniyle literatürdeki belirsizliğini sürdürmektedir. Veri toplama ve işleme organizasyonunu temel alarak, nesnelerin internet sistemleri ile donatılması planlanan şehirlerin mimari açıdan ele alınması ve sonradan oluşacak sorunların en baştan çözülmesi gerekmektedir. Yapılan çalışmada, ‘akıllı şehirlerin özü nedir, akıllı şehirler tasarlanırken ne gibi tasarım kriterleri üzerinden değerlendirilmelidir ve hangi süreçlerden geçmelidir’ sorularına cevap aranmıştır. Bu bağlamda tasarım süreci; ilk olarak akıllı şehir tasarım amacının belirlenmesi, ikinci olarak tasarımın başlangıç noktası ve sürecinin planlanması ve üçüncü olarak da gerekli sistemlerin tasarlanması ve uygulanması olarak ele alınmıştır. Söz konusu süreç akıllı yapı ve şehir etkileşimi, akıllı şehir ve zemin etkileşimi, akıllı şehir ve yapı malzemeleri açısından değerlendirilmeye çalışılmıştır. Literatür taraması ve disiplinler arası yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda bir öneri şeması oluşturulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Akıllı şehirler, mimari, tasarım, uyum.

DESIGN PROCESS AND EVALUATION CRITERIA OF SMART CITIES

Nihan Sena HİDİŞOĞLU1, Nurten Ayten UYANIK2

1Isparta University of Applied Sciences, Graduate School of Education, Advanced Technologies Department, Isparta / Turkey

2Isparta University of Applied Sciences, Vocational School of Technical Sciences, Department of Property Protection and Security, Isparta / Turkey


Abstract: Since the introduction of technology into human life, there has been a rapid change and development in every field. All these movements take place in the cities humanity live in. Even megacities, which host the efforts of humanity to grow, develop and gain new gains, need to develop themselves in order to have the capacity to meet and carry all these activities. The concept of smart city, which emerged in line with this need, entered our lives simultaneously with the whole world. Many system requirements must be met for a city to qualify as 'smart'. The concept of smart city, expected to bring together all of the construction, environment, management, human and network connections with an optimum solution, remains unclear in the literature as it is a new term on a global basis. Cities that are planned to be equipped with internet systems of objects based on data collection and processing organization should be considered architecturally and the problems that will arise later should be solved from the very beginning. In the study, answers were sought to the questions of what is the essence of smart cities, what kind of design criteria should be evaluated while designing smart cities and which processes should be passed. In this context, the design process; the first is the determination of the smart city design purpose, the second is the planning of the starting point and process of the design, and the third is the design and implementation of the necessary systems. The process in question has been tried to be evaluated in terms of smart building and city interaction, smart city and ground interaction, smart city and building materials. A proposal scheme was created in line with the data obtained as a result of the literature review and interdisciplinary face-to-face interviews.

Keywords: Smart cities, architecture, design, harmony.


GİRİŞ

İnsanlık var olduğu günden beri, doğası gereği sürekli bir dönüşüm içerisindedir. Bu dönüşüm fiziksel, kimyasal ve hatta çevreseldir. Değişen insan, kendisiyle birlikte çevresini ve ihtiyaçlarını da değiştirmektedir. Son yıllarda ise bu hareket oldukça hız kazanmıştır. Teknoloji ile birlikte her geçen gün, bir önceki günden daha farklı talepler doğurmaktadır. Talepler doğrultusunda ise yeni çalışmalar ve projeler uygulanmaya çalışılmaktadır. Tüm bu hız, talep ve uygulama üçgeni içerisindeki insan, yerleşik şehir düzeni üzerinde yükselip, sorunları yerel olarak çözmeye çabalamaktadır. Günümüzde ise asıl talep, insanın şehri değil şehrin insanı desteklemesi yönünde değişmiştir. Nüfus artışı, evrensel ekonomik hamleler, doğal kaynakların tükenmeye başlaması ve yönetimsel sorunlar mega şehirleri bile zorlayan bir sınıra ulaşmış durumdadır. Şehirleri yönetmek ve uygulamakta zorlanan insan, artık şehrin bir aklının olması gerektiği ve kendisini idare etmesinin mümkün olduğu kanısına varmıştır. Bu ihtiyaç doğrultusunda ortaya çıkan akıllı şehir kavramı, çoğu ülkede gündeme gelmiş ve küçük hamleler ile uygulanmaya başlanmıştır. Gelecek yıllarda bu dönüşümün hızlanması, şehirlerin akıllı ve sürdürülebilir hale gelmesi insanlığın geleceği için büyük bir önem arz etmektedir. Yönetimlerin ve insanların akıllı şehirlerden beklentisi; şehrin bazı noktalarda kendini idame ettirebilmesi, enerji korunumu ve üretimini sağlayabilmesi, içerisinde gerçekleşecek olan tüm aktiviteleri desteklenmesi ve çeşitli sistemler ile güvenli yaşamı kolaylaştırabilmesi olsa da henüz kesinleşmemiş bir kavram olan akıllı şehirlerin uygulama esasları da belirsizliğini korumaktadır. Akıllı Şehirler Konseyi’ne (Smart City Council) göre; “Yaşanılabilir ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak için bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanan yerleşim yerleri ‘akıllı şehir’ olarak tanımlanmaktadır (Diril, 2021). Bu tanım ihtiyaçlara göre sürekli kendini yenilemektedir. Akıllı şehirleri oluşturan bileşenler ise ‘akıllı cihaz, akıllı çevre, akıllı ev, akıllı enerji, akıllı bina, akıllı ulaşım, akıllı lojistik, akıllı tarım, akıllı güvenlik, akıllı sağlık ve akıllı eğitim’ şeklinde sıralanmıştır (Diril, 2021). Devlet kurumları, özel sektör yatırımcıları ve geçici araştırma birimleri de akıllı şehirlere dönüşüm için iş birliği içerisinde olması gereken ortaklar olarak belirtilmiştir. (Embarak, 2021)Hizmet sektörünün yüksek payı, üniversitelerin varlığı ve yoğun nüfuslu kentsel alanların yapılandırılmasının akıllı şehir gelişimi için elverişli olduğunu gösterirken, şehrin büyüklüğü, yeni konut geliştirme oranı ve uluslararası ağlara üyeliğin o kadar önemli olmadığını göstermektedir (Duygan vd., 2021).


Yapılan çalışmada; veri toplama ve işleme esasına dayanarak ilerlemesi ön görülen sistemin, doğa ve insan ile temas edeceğinin unutulmaması ve her aşamada bu iki faktör ile bütüncül bir uyum içerisinde olması gerektiğine değinilmiştir. İçerisinde bahsedilen çeşitli teknolojik sistemlerin bulunacağı şehir; zemin, yapı malzemeleri ve akıllı yapılar ile pozitif bir etkileşim içerisinde planlanırsa, tüm taraflar için en sağlıklı tasarıma ulaşılacağı düşünülmektedir. Akıllı bir şehir oluşturma yolunda ideale ulaşma çabası, yapılacak olan seçimler aracılığıyla şematize edilmiştir. Akıllı şehirlerin tasarım süreci ve değerlendirme esasları ile ilgili öneriler sunulmuştur.


AMAÇ

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayımlamış olduğu 2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı’nda, Türkiye’de akıllı şehir tasarım süreci için ‘Referans Mimari Model’ ve ‘Ulusal Akıllı Şehir Mimarisi’ kavramları oluşturulmuştur. Süregelen eylem planı içerisinde yoğunlukla, teknoloji destekli yönetişim sistemleri ve standardizasyondan bahsedilmiştir. Avrupa Parlamentosu tarafından 2014 yılında akıllı şehirler için yapılan tanımda ‘kentsel yaşamda vatandaş, yerel yönetimler ile sanayi kesimini içine alan çok paydaşlı ve belediye odaklı ortaklık temelinde BİT tabanlı çözümler ile kamu sorunlarını çözme yaklaşımını benimseyen’ ibaresi kullanılmıştır [1]. Çalışmanın amacı, yapılmış olan tüm tanımlamaların ışığında; belirsizlik üzerinde seyreden akıllı şehir kavramı ile ilgili bir tasarım süreci ve değerlendirme kriterleri oluşturabilmektir. Yapılması düşünülen tüm teknolojik alt yapı sistemlerinin sorunsuz işleyebilmesi ve yürürlüğe koyulmak istenen tüm akıllı yönetişim sistemlerinin sağlıklı bir kentte uygulanabilmesi için akıllı kent tasarımının mimari, yerbilimi ve şehir-bölge planlama uzmanları tarafından en başından ele alınması gerektiği savunulmaktadır.


KAPSAM

Akıllı bir şehir oluşturma fikrinden itibaren öncelikle kurulması düşünülen şehir alanının yerüstü ve yeraltı doğa olayları ve etkilerinin belirlenmesi ve daha sonra şehrin tüm sistemlerinin kurulma ve işleyişe geçme noktasına kadar olan mimari süreç, çalışmanın kapsamını oluşturmuştur. Tasarıma konu olan akıllı şehrin etkisini arttırmak ve ulaşım, sağlık, çevre, ekonomi, iletişim gibi noktalarda kopuklukların yaşanmasını engellemek için şehrin, malzeme – yapı – zemin üçlüsü ile bir bütün halinde çalışması gereklidir. Bu bütünselliğin optimum çözümü aranırken 3 başlık altında incelemesi gerçekleştirilmiştir.


1.1 Akıllı Yapı ve Şehir Etkileşimi

Bir şehrin akıllı olarak tasvir edilebilmesi için birçok parametrenin değerlendirilmesi gereklidir. En önemli unsurlardan biri de şehir içerisindeki yapılar ve onların ''akıllı'' olarak nitelenmiş olmasıdır. Akıllı yapılar; bir şehirde yer alan tüm yapılar için toplumun barınma kalitesi, konut kalitesi, yapı güvenlik önlemleri, yapı iklimlendirme ve enerji sistemleri gibi temel ihtiyaçlara akılcı ve teknolojik bir yaklaşımla dokunarak yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen sistemleri içerir [1][1]. Fakat akıllı yapıların en önemli özelliği, sürdürülebilir olması, enerji kaynaklarını tasarruflu olarak kullanabilmesi veya direkt kendisinin üretebilmesidir. Bu sayede çevreye ve insana saygılı, şehre ve dünyaya katkı sağlayan ve konfor unsurlarını karşılayan mükemmel mekanlar meydana gelmiş olacaktır. Akıllı şehir ve akıllı yapının etkileşimi ise tüm sistem için yadsınamaz bir önem arz etmektedir. Nesnelerin interneti (Internet of Things=IOT) sistemleri yardımıyla birbiri ile eşleşmesi sağlanacak olan iki unsur aynı zamanda sürdürülebilirlik kapsamında da eş zamanlı çalışması gereken öğelerdir. Özellikle atık su toplama sistemlerinin entegresi ve kentsel boyutta değerlendirilmesi, internet ve ölçüm sistemleri kullanılarak çeşitli alanlarda yeniden kullanım veya tasarruf anlayışına gidilmesi, kent ve yapı arasındaki veri akışının sağlanabilmesi ve ulaşım sistemlerine kadar yansıyan bir fayda oluşturabilmesi başlıca örneklerdendir. Akıllı şehir tasarımı yapılacak bölgede ise ne gibi yapıların yer alacağı, seçilen bölgenin hangi odakta yükseleceği (konut alanı, eğitim alanı, ticaret alanı, vb...) ve yapıların ne gibi teknolojilere ihtiyacı olacağı bir bütün olarak incelenmeli ve eş zamanlı çalışmalar ile tamamlanmalıdır. Bu sayede ihtiyaca yönelik en doğru tasarım ve sistemlerin bir arada kullanılacağı savunulmaktadır.


1.2 Akıllı Şehir ve Zemin Etkileşimi

Yapısal çalışmaları uygularken üzerinde işlem gerçekleştirilen zemin ile uyumlu ve ona saygılı bir biçimde sürecin yürütülmesi tüm taraflar için her zaman en karlı sonuçları doğuracaktır. Yer küre her ne kadar kaynak ve alan bakımından cömert davranıyor olsa da deprem, sel, erozyon ve yangınlar gibi doğal olaylar açısından da tehlike oluşturmaktadır. Deprem kuşağı üzerinde yer alan Türkiye ise her zaman deprem kaynaklı afet oluşumunu engellemek ve hazırlıklı olmak ile mükelleftir. Akıllı kentlerin varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için afetlere karşı geliştirilmiş bir strateji üzerine kurulması gereklidir. Bünyesinde bulunan sayısız ağ bağlantısı ve teknolojik sistem nedeniyle taşınmaz bir değer olacak olan akıllı kentlerin kurulacağı alanlar, yine akıllı sistemler sayesinde risksiz bölgelerden seçilmelidir. Uyanık (2015)’de bir şehir planlamasında veya imara açılacak alanların belirlenmesinde büyük bir deprem beklemeye gerek olmadan ağır hasar görecek alanları makro, mikro bölgelemeler ve parsel bazında çalışmalar yapılarak belirlenebileceğini belirtmektedir. Ayrıca Uyanık vd. (2013)’de özellikle volkanik bölgelerde şehir yerleşimlerinin öncelikle doğal radyolojik risk açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Bu bilgiler ışığında; şehir ve zemin etkileşiminin, şehrin tasarım süreci başlamadan önce ele alınması gerektiği ve kentin sağlıklı bir şekilde varlığını devam ettirebilmesi açısından hayati önem taşıdığı savunulmaktadır. Yaşamı kolaylaştırmak adına üretilen ve tüketilen tüm teknolojik sistemsel alt yapının, acil durum ve afetlerde erken uyar sistemleri için kullanılması da önerilmektedir.


1.3 Akıllı Şehir ve Yapı Malzemeleri

Tasarım söz konusu olduğunda estetik, fonksiyonellik ve malzeme bir bütün halini alır. Akıllı şehir tasarımında malzeme ise başlı başına bir konu olarak ele alınabilir. Günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak, sürdürülebilirlik esaslarına dayanacak ve internet ağı ile donatılacak bir şehirden bahsediliyorsa, bu şehir için söz konusu olacak malzeme portföyü de aynı özellikleri taşımalı ve şehir ile bütünsellik içerisinde olmalıdır. Yapı malzemeleri doğal kaynakların neredeyse yarıya yakınını tüketmektedir. Yapı malzemelerinin ham madde temini, üretimi, kullanıma hazır hale getirilmesi, nakliyesi, inşası, ömrünü tamamlaması ve imha edilmesi, en sonunda da geri dönüştürülmek üzere değerlendirilmesi sürecinde oldukça yüksek bir çevresel etki ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yapıda kullanılacak malzemenin insan sağlığına zararlı olup olmadığı da önem arz etmektedir. Özellikle yapıda kullanılan agrega, tuğla, tezgah ve zemin kaplama gibi işlerde kullanılan malzemeler radyolojik risk içerebilirler (Uyanık vd. 2013; Uyanık vd. 2015). Bu yüzden yapıda kullanılacak doğal malzemelerin radyolojik özelliklerinin belirlenmesi insan sağlığı ve akıllı yapı açısından önemlidir. [2][2] Mimarlar projelerde malzeme seçiminde önemli bir role sahiptirler ve mimarlık sektörünün bu konudaki öncülüğünün benimsenmesi ve proje şartnamelerinde yeşil etiketli malzemelere yer verilmesi, şehirlerin sürdürülebilir olmasına doğrudan katkı verecektir. [2] Bütünsel yaklaşım sağlayabilmek adına akıllı şehir tasarımı kapsamında yerel bir malzeme kategorizasyonu oluşturulabilir. Bu sistem standartlara uygun malzeme üretiminde, seçiminde ve uygulamasında tüm taraflara kolaylık ve zaman tasarrufu sağlayacak bir çözüm önerisi olarak geliştirilmiştir.


YÖNTEM

Çalışma süresince, literatür taraması ve disiplinler arası yüz yüze görüşmeler olmak üzere iki aşamada veri toplanmıştır. Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Jeofizik, Jeoloji ve Bilişim Sistemleri alanlarında uzman kişiler ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Toplanan veriler ışığında, yapılması planlanan akıllı şehir projelerinin tasarım süreçlerine ve değerlendirme aşamalarına öneri niteliğinde bir süreç şeması oluşturulmuştur.


BULGULAR

Elde edilen veriler doğrultusunda; akıllı kent tasarımına hangi noktadan başlanılmalıdır ve süreç boyunca nasıl bir yol izlenmelidir sorularına yanıt verilmeye çalışılmıştır. Tasarım süreci aşağıda maddeler halinde sıralanmış ve Şekil 1 de sunulmuştur.


1) Amaç belirlenmelidir. Ne amaca yönelik bir şehir kurulacak sorusu cevaplanmalıdır. Yapımı planlanan kentin büyüme alanı (tarım bölgesi, eğitim bölgesi, konut bölgesi, sanayi bölgesi, vb. ) tatbik edilmelidir.

2) Toplumsal ve doğal fayda analizi gerçekleştirilmelidir. Gerçekleşmesi planlanan kent projesi toplumsal ve doğal bir fayda sağlıyor mu sorusu cevaplanmalıdır. Fayda içermeyen bir proje ise amaç değiştirilmelidir.

3) Bölge seçimi gerçekleştirilmelidir. Kentin yerleşkesi, bu konuda uzman kişiler yardımı ile üzerinde gerekli tetkiklerin yapılabilmesi için rezerve hale getirilmelidir.

4) Seçilen bölge için ilgili bakanlık ve yetkili mercilerden onay alınmalıdır. Seçilen bölge için ilgili kurumların ileri tarihli bir planlaması söz konusu mu sorusunun cevabı verilmelidir. Planlama söz konusu değil ise devam edilmelidir.

5) Bölgenin doğası ile projenin amacının uygunluğu test edilmelidir. Zemin, iklim, doğal kaynak, radyasyon ve lokasyon açısından değerlendirilmeli, tüm sonuçlar pozitif ise devam edilmelidir. Negatif sonuçlar var ve çözümleri mümkünse, çözümlerin uygulanması şartı ile devam edilmelidir. Çözüm mümkün değil ise bölge seçimine geri dönülmelidir.

6) Seçilen bölge, doğa ile uyumlu ise; maddi kaynak, atık ve lojistik başlıkları altında incelenmelidir. 3 koşulu başarı ile sağlayabilir ise devam etmelidir. Koşullardan biri dahi sağlanamıyor ise bölge seçimine geri dönülmelidir.

7) Seçilen ve onaylanan bölge, şehir ve bölge planlamacılar tarafından amaçları doğrultusunda tasarlanmaya başlanmalıdır. Bölge, alanlara ayrılmalıdır.

8) Alanlara ayrılan bölgeye; ihtiyaç doğrultusunda hastane, itfaiye, polis merkezi gibi sistem kurulumları yerleştirilmelidir.

9) Tüm alanları ve sistemleri birbirine bağlayacak en ideal ulaşım sistemi seçilerek bölgeye uygulanmalıdır.

10) Mimarlar ve bölge planlamacılar ile netleşen kararların vaziyet planları oluşturulmalı, 1/2000 ölçekli planlardan 1/500 ve 1/200 ölçekli çizimler ile projeler netleştirilmelidir.

11) Netleşen vaziyet planları sonucunda yapısal planlar ve çözümlemeler başlatılmalıdır. Akıllı şehir konseptine özel yapım yönetmeliği ve ekipleri oluşturularak özerkliğin önüne geçilmeli ve standardizasyon üzerine ilerlenmelidir.

12) Akıllı yapı tasarımları süresince malzeme seçimleri, kaynak kullanımları, sürdürülebilirlik esasları ve IOT sistem uygulamaları göz önünde bulundurulmalıdır.

13) IOT sistemleri nesnelere ve yapılara entegre edilirken yaşamı kolaylaştırıcı sistemler ve erken uyarı sistemleri olarak ikiye ayrılmalı ve bu sınıflandırma üzerinden aplikasyona devam edilmelidir.

14) Sürdürülebilirlik esasları altında yapısal tasarımlar ve eklemeli sistemler ile maksimum enerji verimi elde edilmeye çalışılmalıdır. Bu sistemler olabildiğince şehir ile entegre halde çalıştırılmaya uygun tasarlanmalıdır.

15) Malzeme seçimleri ve uygulama esasları enerji korunumunu destekleyen ve sürdürülebilir özelliklerde seçilmelidir. İhtiyaç odaklı çalışılıp ekonomik yönden değerlendirilme de unutulmamalıdır.


Şekil 1. Akıllı şehir tasarımının aşamaları


1-7 arasındaki aşamalarda ele alınan süreçler ve kriterler; bir kentin akıllı olabilmesini sonradan engelleyebilecek tüm beşeri faktörlerin önceden elimine edilebilmesi adına geliştirilmiştir. Bu aşamaları başarı ile geçemeyen bölgelerin sonraki süreçlerde akıllı şehirleri taşıyabilmesi, varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi ve hataları ilerleyen süreçlerde telefi edebilmesi mümkün değildir. 7-15 arasındaki aşamalarda, sürdürülebilir kalkınma hedefleri, karbon salınım esasları ve enerji korunumu ile üretimi planlamaları yapılması gereken alandır. Tüm süreç boyunca bu esasların göz önünde bulundurulup çeşitli sistemler ile desteklenmesi, bir kentin akıllı olarak nitelendirilebilmesi için en büyük etkendir. 9-15 arasındaki aşamalarda ise yoğunlukla ekonomik değerlendirme kriterleri görüş açısına girmektedir. Her adımda yapılması planlanan eylem; uygun fiyat, sürdürülebilirlik, uzun ömürlülük, yenilenebilirlik ve dayanıklılık açısından değerlendirilmelidir. İlk hamleden son hamleye kadar tüm süreç boyunca toplumsal fayda, doğa uyumu ve yaşam kolaylığı esasları, projenin ilkelerini oluşturmalıdır. Proje sürecinin objektif ve anlık olarak değerlendirilebilmesi için her aşamada SWOT analizlerinin yapılması gereklidir. Bu ilkelere dayanan ve önerilen süreç ile tasarlanan akıllı şehirlerin, varlığını başarılı bir şekilde gerçekleştirip sürdürebileceği düşünülmektedir.

SONUÇ

Bu çalışma sonucunda sağlıklı bir akıllı şehir oluşturabilme aşamaları ortaya konulmuştur. Fikir ve karar aşamalarından itibaren ele alınan akıllı şehir tasarım adımlarının, doğa ile maksimum uyum içerisinde atılması, uzun vadede ortaya çıkabilecek sorunların önüne geçmektedir. Oluşturulan örnek tasarım aşamaları şeması baz alınarak oluşturulacak olan akıllı kentlerin mevcudiyetten daha sağlıklı, efektif ve uzun ömürlü olacağı düşünülmektedir.


Akıllı şehir hamlesinin yalnızca yönetimsel veya sistemsel olmadığı ve bir şehrin akıllı olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle zemin, yapı, malzeme ilişkilerinin doğru oluşturulması gerektiği kanısına varılmıştır.

Yer üstü doğa olaylarının yanı sıra yeraltı doğa olayı olan deprem kaynaklı etkilerin belirlenmesi için derin yeraltı yapısının topografyası, deprem dalgalarının odaklandığı ve deprem dalgalarını büyüten alanlar belirlenmelidir. Bu duruma en iyi örnek 2021 Sisam depremi sonucunda deprem odağından 80 km uzaktaki İzmir-Bayraklı bölgesinde meydana gelen afet verilebilir. Volkanik bölgelerde şehir kurmak için yer seçimi yapılırken doğal radyoaktif özellikler belirlenmelidir.


Yapı malzemesi olarak kullanılacak doğal malzemelerin radyolojik özellikleri bilinmelidir.

Veri toplama ve işleme esasına dayanan akıllı şehirlerde mevcut teknoloji kullanılarak, yıl boyunca maruz kalınan doğal ve yapay radyasyon verileri toplanmalı ve kişilerin erişebileceği bir şekilde depolanmalıdır.


Sonuç olarak, hızlı bir dönüşüm içerisinde bulunan kentler veya yeni kurulmak istenen akıllı şehirlerde planlama, inşaat, mimari ve özellikle de doğa bilimleri oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Şehirlerin sağlıklı, akıllı ve efektif olarak gelişebilmesi için bahsedilen alanlardaki uzmanlar sürece dahil olmalı, etkili bir hareket planı oluşturulmalı ve doğa ile olan uyum göz ardı edilmemelidir.



KAYNAKLAR

Diril, G., 2021. Sürdürülebilir akıllı şehirlerin geleceği ve dijitalleşmenin inşaat sektörüne etkileri. Bahçeşehir Üniversitesi, Lisanüstü Eğitim, İşletme Yüksek Lisans Programı, Yüksek Lisans Tezi, 186.

Duygan, M., Fischer, M., Parli, R., Ingold, K., 2021. Where do Smart Cities grow? The spatial and socio-economic configurations of smart city development. Sustainable Cities and Society, 103578.

Embarak, O., 2021. "Smart City Transition Pillars With Layered Applications Architecture." Procedia Computer Science 191: 57-64.

Uyanık, O., 2015. "Deprem ağır hasar alanlarının önceden belirlenmesi ve şehir planlaması için makro ve mikro bölgelendirmelerin önemi." Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 19(2), 24-38.

Uyanık, N.A., Uyanık, O., Akkurt, İ., 2013. “Micro-Zoning of the Natural Radioactivity Levels and Seismic Velocities of Potential Residential Areas in Volcanic Fields: The Case of Isparta (Turkey).” Journal of Applied Geophysics, 98, 191-204

Uyanık, N.A., Uyanık, O., Gür, F., Aydın, İ., 2013, “Natural radioactivity of bricks and brick material in the Salihli-Turgutlu area of Turkey.” Environmental Earth Sciences, 68(2), 499-506.

Uyanik, N.A., Öncü, Z., Uyanik, O., Bozcu, M., Akkurt, I., Günoglu, K., Yagmurlu, F., 2015. “Distribution of Natural Radioactivity from 40K Radioelement in Volcanics of Sandıklı-Suhut (Afyon) Area”. Acta Physica Polonica A, 128 (No 2-B), B438-440.


İNTERNET KAYNAKLARI


[1] [1] https://www.akillisehirler.gov.tr/wp-content/uploads/EylemPlani.pdf (E.T. 15.12.2021) [2] [2]https://www.skb.gov.tr/akilli-sehir-mimarligina-surdurulebilir-yaklasim-cercevelerinin-incelenmesi-s37518k/ (E.T. 15.12.2021)

 
 
 

Comments


bottom of page